20. Yüzyılın başlarında Batının süper güçlerine karşı girişilen mukavemet hareketi Atatürk’ün liderliğinde Erzurum’da başlatılmıştır. Atatürk milli birlik ve bağımsızlık hareketinin temelinin atıldığı kongreyi 23 Temmuz’da burada toplamıştır.

Erzurum, 480.000 nüfusu ile Doğu Anadolu Bölgesinin önde gelen kayak Merkezine sahip denizden 2000 metre yükseklikte bir şehirdir. Günümüzde bu şehir turistler için kayak ve kış sporları için popüler bir sığınaktır. Palandöken dağı şehrin hemen yakınında olup Türkiye’deki en iyi kış eğlence aktiviteleri sunmaktadır ve burada Nisan ortalarına kadar kayak mümkündür. Erzurum’un tarihi 4000 M.Ö. ye kadar uzanmaktadır.Şehirdeki kazılar, Urartular, Kimerler, İskitler, Medler, Persler, Partlar, Romalılar, Bizanslılar, Sasaniler, Araplar, Selçuklular, Moğollar, İlhanlılar ve Safaviler gibi bir çok tarihi medeniyetlerin bu bölgede bulunduğunu göstermektedir. Erzurum 12. Yüzyılda Selçuklu imparatorluğu döneminde Doğu Anadolu’nun başkenti olmuştur. Farklı hanedanlıklarda Erzurum’un adı pek çok defa değişmiştir. Yüzyıllarca Erzurum şehri birçok medeniyetin ve önemli ticaret yollarının kesişmiş olduğu bir bölge olmuştur. Şehirde yukarıda bahsedilen kavim ve milletlere ait bir çok tarihi eser bulunmaktadır. Bunların bir çoğu bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Şehrimize doğal güzellik katan bu eserlerin yanı sıra keşfedilmeyi bekleyen doğal güzellikler de mevcuttur.

5. Yıllarında M.S Bizanslılardan kalıntı olarak göze çarpan kale vardır. Üç ana tarihsel yerlere ilaveten üç türbe, Lalapaşa camii, Rüstempaşa kervansaray, Atatürk’ün evi, Kongre binası ve Arkeolojik müzeler vardır. Erzurum şehrinin hemen dışında Tortum Şelalesi, Çobandede köprüsü ve Narman peri bacaları gibi birçok atraksiyonlar vardır. Otuz kilometre kadar doğuda görkemli kulesi ile tarihi Hasankale şehri bulunmaktadır. Şehir aynı zamanda alımlı kasabalar, köyler ve pek çok kaplıca ile çevrilidir. Şehir bugün etrafa sıra dışı görünüm sağlayan birçok tarihi yerlerle bütünleşmektedir. Bu tarihi yerlerin en önemlisi olan yapımı 13. Yüzyıla dayanan çifte minare vardır. Çifte minarenin gölgesinde 14. Yüzyılında inşa edilmiş Yakutiye medresesi vardır ve burası Osmanlı döneminde ilahiyat okulu olarak hizmet vermiştir. Şimdilerde Türk ve Müslüman sanat eseri ve bölgenin çeşitli etnografik objelerinin sergilendiği etnografya müzesi olarak durmaktadır. 1514 yılında şehir ve çevresini fetheden Osmanlılar Türkiye Cumhuriyetinin Kurulduğu 1923 yılına kadar burada hüküm sürmüşlerdir. Erzurum ve çevresine hakim olan büyük şahsiyetler arasında Büyük İskender ve Timur’u sayabiliriz. Bölgenin savunmasında şehrin fonksiyonu coğrafi yapısı ile yakından ilgilidir. Zira şehir Doğudan gelebilecek saldırılara karşı kolayca savunulabilecek bir yerde kurulmuştur.

 

Coğrafi Konumu

Anadolu’da deniz seviyesinden 1959 metre yükseklikteki tek büyük yerleşim yeri olan Erzurum yüksek bir yaylanın güney batı bölümünde yer alır. Yerleşme alanı yer yer 2000 metreye kadar yükselen bir ova üzerinde bulunur. Bölge kuzeyde Dumlu, güneyde Palandöken dağları ile çevrilmiştir. Buradan geçen İpek Yolu ve verimli ovaları bölgenin tarih boyunca yerleşme alanı olarak seçilmesinde önemli rol oynamıştır. Bu arada yer yer şiddetli depremlere maruz kalan şehir ve çevresi önemli ölçüde zarar görmüştür. Türkiye’nin en şiddetli iklimi bu bölgede hüküm sürer. Baharları yağışlı, yazları sıcak ve kurak geçer. Kışları soğuk ve karlıdır. Yıllık ortalama sıcaklık 6 derece, en soğuk ay ortalaması -8.3 derecedir. En sıcak ay ortalaması 20.2 derecedir. Yılın yaklaşık 220 günü boyunca ortalama sıcaklık 8 derece’nin altında seyreder. Yıllık yağış ortalaması 460.5 m2 olarak kaydedilmiş olup yağışlar düzensizdir. Nisbi nem %60.3 dür. İlin toplam nüfusu 1990 sayımına göre 848.201 dir. Şehir ve banliyölerinde oturan nüfus 362 bin civarındadır. Arazinin %20 si tarıma elverişlidir. Halkın başlıca geçim kaynağı hayvancılıktır. Erzurum’un jeolojik yapısından dolayı bölgede bir çok kaplıca mevcuttur. Bu kaplıcalardan en önemlileri Ilıca (15 km) Hasankale (38 km) ve Soğukçermik (60 km) kaplıcalarıdır. Bu kaplıcalar romatizma, siyatik ve çeşitli kadın hastalıkları tedavisi için tavsiye edilmektedir. Bu kaplıca merkezlerinde konaklamak için otellerde mevcuttur.

Erzurum Mutfağı

Anadolu’nun her yöresinin kendine ait yöresel bir mutfağı vardır. Erzurum’da zengin bir mutfak kültürüne sahiptir. Bunlardan lor dolması, kadayıf dolması, özel yapılmış su böreği, ayran aşı ve cağ kebabı bu mutfağın baş yemekleridir. Erzurum’a yolu düşenlere bu yemekleri, özellikle meşhur Tortum Cağ kebabını tatmaları özellikle tavsiye edilir.

Halk Oyunları

Erzurum’da oynanan halk danslarına Bar denir. Bar’ ın tarihçesi çok eskilere Orta Asya’ da Altay kavimlerine kadar uzanır. Erzurum halk oyunlar erkek ve kadınlarca ayrı ayrı oynanır. Atatürk Üniversitesi halk oyunları ile Erzurum halk oyunlar ve türküleri derneği bar ekibi çeşitli uluslararası halk dansları festivallerinde birincilik ödülleri almışlardır. Bar oyunu mertlik ve yiğitlik sembolüdür. Erzurum ayrıca zengin bir halk türküleri kaynağına sahiptir.

Erzurum El Sanatları

Erzurum kuyumculuğu ve Oltu Taşı işlemeciliği ile ünlüdür. Yarı değerli taş olan Oltu Taşı (kehribar) Erzurum’a özgüdür. Altın ve gümüş ile birlikte Oltu taşından kadınlar için bilezik, gerdanlık, broş, küpe, saç tokası ve tarağı yapılırken, erkekler için tespih, ağızlık, yüzük, vb. eşyalar imal edilmektedir. Bu ürünlerin satıldığı yer Rüstem Paşa Bedesteni’dir. Taşhan olarak ta adlandırılan bu eser Kanuni Sultan Süleyman’ın sadrazamı Rüstem Paşa tarafında yaptırılmıştır. Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan iki katlı bina halen çarşı olarak kullanılmaktadır.